Coğrafyamız
'20’nci yüzyılın başlarında ekilen fitne tohumları'-Hakan Albayrak
Follow @dusuncemektebi2
Merhum üstadımız Ebu’l Hasan Ali En-Nedvî, “Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti?” serlevhalı eserinde, İslam öncesi medeniyetleri yücelten ve dolayısıyla İslam kardeşliği bağını gevşeten Farsçılığın, Arapçılığın ve Türkçülüğün (biz bunlara Kürtçülüğü de ilave edelim) aynı dönemde ortaya çıkmasına tesadüf nazarıyla bakılamayacağını belirtip bunların hepsinin Ümmet-i Muhammed’i parçalamaya ve İttihad-ı İslam’ın zemini ortadan kaldırmaya yönelik bir komplonun parçaları olarak Batılılar tarafından imal edildiğini söyler.
Anadolu Ajansı’nın haberleri kadar -belki onlardan ziyade- analizleri de dikkate deÄŸer.
Dünyanın ÅŸu veya bu bölgesindeki önemli bir geliÅŸmenin arka planını öğrenmek ve o geliÅŸmenin nelere yol açabileceÄŸi hakkında esaslı bir fikir edinmek için baÅŸvurabileceÄŸimiz “güncel” kaynaklar içinde, Anadolu Ajansı’nın ehil kimselere yazdırıp basın-yayın organlarına servis ettiÄŸi ve kendi internet sitesinde de yer verdiÄŸi analizlerin önemli bir yeri var fakat basın-yayın organlarının bunlara nadiren iltifat etmesinden anlıyoruz ki o yerin önemi pek takdir edilmiyor.
Yazık oluyor.
Mesela dün Ä°ran AraÅŸtırmaları Merkezi (Ä°RAM) BaÅŸkan Yardımcısı Dr. Hakkı Uygur’un “Fars milliyetçiliÄŸi ve meÅŸruiyet krizi” baÅŸlıklı analizini servis etti Anadolu Ajansı.
Fars milliyetçiliÄŸinin köklerine ve mevcut Ä°ran yönetimini (sözde Ä°slam Cumhuriyeti’ni) de içeren geniÅŸ nüfuz alanına ışık tutan mezkûr analizden birkaç kesit:
“Son dönemde Türkiye’den üst düzey yetkililerin Ä°ran’ı eleÅŸtiren açıklamalarında giderek artan bir ÅŸekilde Ä°ran ya da Fars milliyetçiliÄŸi kavramını kullanmaları gözlemcilerin dikkatini çekiyor. Ä°ran’da gittikçe daha görünür hale gelen ve ülkenin kadim kültür mirası içindeki Arap ve Türk katkılarını dışlayan, hatta bir nefret konusu haline getiren bu eÄŸilim, bir ulus kimliÄŸinin inÅŸası ve tahkiminin ötesinde Tahran’ın dış politika yönelimlerinin ufkunu belirleyen baÅŸlıca bir unsur haline de gelmiÅŸ durumda.”
“…modern anlamda Ä°ran milliyetçiliÄŸi diÄŸer Ä°slam ülkelerine benzer olarak 19. yüzyılda Batılı düşünürlerin ve hemen ardından ÅŸarkiyatçıların çalışmalarının etkisiyle ortaya çıkmaya baÅŸladı. Özellikle Åžiraz etrafında bulunan antik Pers medeniyetine ait eserlerin yeniden keÅŸfedilmesi ve Pasargard’daki kadim yazıtların çözülmesi Ä°ranlı elitler arasında modern milliyetçi düşüncelerin yayılmasında önemli rol oynadı.”
“Bu durum Batılıların yazdığı Ä°slam öncesi Ä°ran tarihine dair kitapların Farsçaya çevrilmesiyle baÅŸlamış daha sonra Ä°ranlı yazarlar Ä°slam öncesi dönemi yücelttikleri tarih kitaplarını Batılıların bıraktığı yerden devralmışlardır.”
“Bugünden bakıldığında Rıza Åžah ve oÄŸlu Muhammed Rıza Pehlevi döneminde sürdürülen eÄŸitim ve kültür faaliyetlerinin büyük ölçüde ilk dönem milliyetçilerinin hayalini kurdukları ulusal kimliÄŸin oluÅŸmasında etkili olduÄŸu söylenebilir. Nitekim siyasi ihtilaflar ne olursa olsun oluÅŸturulan modern Fars kimliÄŸi üzerinde bir tartışma olduÄŸunu görmüyoruz… Solcu, Ä°slamcı ya da milliyetçi kesimler arasında Fars kültürünün üstünlüğü ve yabancı karşıtlığı üzerinde ihtilaf yoktur ya da ideolojik olarak zıt kutuplara mensup olmalarına raÄŸmen Åžahlık rejimi veya Ä°slam Cumhuriyeti’nin eÄŸitim rahlesinden geçen kesimlerin, örneÄŸin, Arap karşıtlıklarının tamamen örtüştüğü ileri sürülebilir.”
“Irak ve Suriye’deki askeri operasyonları komuta eden Kasım Süleymani’nin antik Ä°ranlı savaşçı figürlere benzetilmesi ya da dört Arap baÅŸkentinin fethedildiÄŸi söylemleri Fars milliyetçiliÄŸinin dış politikada da ne denli kullanışlı bir araç haline dönüştüğünün göstergesidir. Son dönemde bu söylemlerin Tahran’ın müttefiki olan kimi Arap Åžiileri bile rahatsız edici hale geldiÄŸi ve özellikle Irak’taki liderlerin Araplıklarını daha sık vurgulamaya baÅŸladıkları görülmektedir. Ä°ran içinde baskınlığı ve belirleyiciliÄŸi artmaya baÅŸlayan Pers milliyetçiliÄŸinin bölge gündemini meÅŸgul etmeye devam edeceÄŸi öngörülebilir.”
(Metnin tamamı için bkz. aa.com.tr’nin “analiz haber” bölümü)
***
Bu vesile ile, Orta DoÄŸu denilen bu topraklardaki diÄŸer kavmiyetçi hareketlerin de 19’uncu yüzyılın ikinci yarısı ile 20’nci yüzyılın baÅŸlarında ekilen fitne tohumlarına dayandığını hatırlatalım.
Merhum üstadımız Ebu’l Hasan Ali En-Nedvî, “Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti?” serlevhalı eserinde, Ä°slam öncesi medeniyetleri yücelten ve dolayısıyla Ä°slam kardeÅŸliÄŸi bağını gevÅŸeten Farsçılığın, Arapçılığın ve Türkçülüğün (biz bunlara Kürtçülüğü de ilave edelim) aynı dönemde ortaya çıkmasına tesadüf nazarıyla bakılamayacağını belirtip bunların hepsinin Ãœmmet-i Muhammed’i parçalamaya ve Ä°ttihad-ı Ä°slam’ın zemini ortadan kaldırmaya yönelik bir komplonun parçaları olarak Batılılar tarafından imal edildiÄŸini söyler.
Öyle ya, “Müslümanlar kardeÅŸtir ve üstünlük ancak takva iledir” anlayışından ÅŸaÅŸmayan bir Fars, Türk, Arap yahut Kürt, “Böl, parçala, yönet”çi emperyalizmin iÅŸine yaramaz.
Henüz yorum yapılmamış.